SAG-AFTRA grevleri nedeniyle pek çok yıldızın gelmediği, her zamankinden çok daha sessiz geçen 2023 edisyonunun ardından Venedik Film Festivali, yıldızlarla dolu 81. programıyla yeniden formuna kavuştu. 2024 listesinde neler var? Angelina Jolie, Brad Pitt, Nicole Kidman, Lady Gaga, Cate Blanchett, George Clooney, Daniel Craig, Julianne Moore, Jude Law, Tilda Swinton, Monica Bellucci, Winona Ryder ve Jenna Ortega gibi isimlerin su taksilerinden inip kırmızı halıda süzülmelerini sağlayacak gösterişli gişe filmleri, görkemli dramalar ve prestijli TV filmleri.
İşte kaçırılmaması gereken 10 film:
Joker: Folie à Deux
Todd Phillips’in Golden Lion ödüllü süper kötü hikayesinin bu heyecan verici, çılgın, distopik müzikal devam filminde Lady Gaga’nın uçarı Harley Quinn’i, Joaquin Phoenix’in hapishanedeki acılı stand-up komedyenine katılıyor. Yıkıcı bir romantizm, halüsinatif dans numaraları ve Zazie Beetz, Brendan Gleeson, Catherine Keener, Steve Coogan ve Industry’den Ken Leung ve Harry Lawtey’in destekleyici dönüşlerini eklediğinizde Venedik’ten 2025 Oscar’larına doğru vals yapacak gibi görünen akıl almaz, tüyler ürpertici bir gerilim filmi elde edersiniz.
Fotoğraf: Pablo Larraín
Maria
Ödüllerden bahsetmişken, Pablo Larraín’in Jackie ve Spencer‘ının ardından, baştan çıkarıcı ve sıklıkla yanlış anlaşılan kültürel ikonlarla ilgili gayri resmi üçlemesinin finalinde 1970’lerin Paris’inde son günlerini yaşayan efsanevi opera sanatçısı Maria Callas’a dönüşecek olan Angelina Jolie için bir kutlama kaçınılmaz görünüyor. (Sonuçta, hem Natalie Portman hem de Kristen Stewart önceki yapımlarla aday gösterildiler ve kazanmaya çok yaklaştılar.) Callas’ın, onu Jacqueline Kennedy için terk ettiği sevgilisi işadamı Aristotle Onassis rolünde The Power of the Dog‘dan Kodi Smit-McPhee’i göreceğimiz yapımda Alba Rohrwacher ve Haluk Bilginer’i de izleyeceğiz. Filmde büyüleyici kostümler de sizi bekliyor.
Queer
Luca Guadagnino’nun son filmi, terli ve seksi Challangers geçen yılki Venedik Film Festivali’nin açılışını yapacaktı ama Hollywood grevlerinin ortasında festival programından çıkarıldı. Auteur şimdi, Justin Kuritzkes’in kaleme aldığı, Jonathan Anderson’ın kostümleri ve Trent Reznor ile Atticus Ross’un müzikleri eşliğinde, film yıldızlarının başrolde olduğu bir başka ateşli romantizmle bunu telafi ediyor: William S. Burroughs’un 1985 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan filmde Daniel Craig, 40’ların Mexico City’sinde genç bir adamın (Outer Banks‘ten Drew Starkey) peşine düşen Amerikalı bir göçmen rolünde. Jason Schwartzman, Henrique Zaga, Lesley Manville ve pop yıldızı Omar Apollo filmin kadrosunu tamamlıyor ama sevilen İngiliz aktör ve eski Bond, kendisini Oscar’a her zamankinden daha çok yaklaştıracak bir performans sergileyerek filmin başrolünde yer alıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=Tgg448od3go
Wolfs
George Clooney ve Brad Pitt’in 16 yıl sonra ilk kez beyazperdede bir araya geldikleri -ve Ocean’s 11‘daki ikonik eşleşmelerinden yirmi yılı aşkın bir süre sonra – bu aksiyon komedisinde, sektörün ağır topları, bir cesetten (Euphoria‘dan Austin Abrams) kurtulmak için yarışan, ancak söz konusu genç adamın sadece hayatta ve iyi olduğunu değil, aynı zamanda bir tekne dolusu uyuşturucu taşıdığını keşfeden rakip iş bitiricileri canlandırıyor.
The Room Next Door
İspanyol usta Pedro Almodóvar’ın The Human Voice ve Strange Way of Life adlı iki muhteşem kısa filminden sonra İngilizce sinemaya ilk uzun metrajlı adımını attığı film, Tilda Swinton ve Julianne Moore’u ölüm, aşk, dostluk ve savaşın dehşeti hakkında yazmaya gelince tamamen farklı yaklaşımlara sahip iki arkadaş, bir savaş muhabiri ve bir romancı olarak merkeze alıyor. Uzun zamandır gömülü olan kırgınlıklar yavaş yavaş ortaya çıkarken iki kadın, aynı zamanda yabancılaştığı kızıyla olan acı verici ilişkisiyle de boğuşuyor. Bu tema, Almodóvar’ın olağanüstü hassas kadrajları, göz kamaştırıcı iç mekanları ve görkemli kostümleri kadar etkileyici.
Fotoğraf: Niko Tavernise
Babygirl
Yakında Netflix’in ilgi çekici The Perfect Couple‘ında ve ardından Nine Perfect Strangers‘ın ikinci sezonunda izleyeceğimiz Nicole Kidman, Bodies Bodies Bodies‘ten Halina Reijn’ın A24 yapımı bu psikoseksüel geriliminin başrolünde. Film, Antonio Banderas ve Talk to Me‘den Sophie Wilde’ın da yer aldığı bir ekipte, Triangle of Sadness‘ın Harris Dickinson’ı tarafından canlandırılan çok daha genç bir stajyerle sadomazoşist bir ilişkiye giren yüksek güçlü bir CEO’yu konu alıyor. Kendinizi dayanılmaz bir cinsel gerilime ve düğümlü güç yapılarını yakından incelemeye hazırlayın.
Beetlejuice Beetlejuice
Winona Ryder, Michael Keaton ve Catherine O’Hara’nın 80’lerin kült klasiğindeki rollerini yeniden canlandırmaları, Wednesday‘in Jenna Ortega’sının eskinin hırçın kızı olarak eklenmesi, vamp bir Monica Bellucci, bir polis memuru ve eski B-film aksiyon yıldızı olarak Willem Dafoe, çılgın kostümler, gerçeküstü dans numaraları, korkunç set parçaları… Tim Burton’ın uzun zamandır beklenen Beetlejuice devam filmi her şeye sahip. Açılış filmi olarak gişe rekorları kıran bu filmin korku, kahkaha, gerçekten duygusal anlar ve sonsuz bir nostalji kaynağı sunacağı kesin.
Fotoğraf: Apple TV+
Disclaimer
Bu yılki festivalde yer alan TV yapımları en hafif tabirle etkileyici. Aralarında Joe Wright’ın yönettiği Mussolini’nin yükselişini anlatan bir film ve Another Round’un arkasındaki Oscar adayı yönetmen Thomas Vinterberg’in distopik bilimkurgu dizisi de var; ancak hiçbiri Alfonso Cuarón’un Roma‘dan bu yana ilk yönetmenlik denemesi olan bu yedi bölümlük Apple TV+ psikolojik gerilimi kadar etkileyici değil. Renée Knight’ın aynı adlı çok satan kitabından uyarlanan ve başrollerinde Cate Blanchett, Kevin Kline, Lesley Manville, Louis Partridge, Indira Varma, Kodi Smit-McPhee ve Squid Game‘den Hoyeon’un yer aldığı film, başkalarının ihlallerini ifşa etmekle ünlenmiş bir gazetecinin bilinmeyen bir yazardan bir roman almasını ve bu romanın en karanlık sırlarını ifşa ettiğini keşfederek şok olmasını konu alıyor. Tüm hayatı altüst olmadan önce yazarın gerçek kimliğini bulabilecek midir? Zorlayıcı bir izleme deneyimi için hazırlanın.
The Brutalist
Vox Lux‘un yönetmeni Brady Corbet, Auschwitz’den sağ kurtulan ve sonunda yoksulluktan kurtulmayı başaran ve gizemli bir patron (Guy Pearce) tarafından büyük ölçekli bir mimari proje ile görevlendirilen Amerikalı bir göçmenin (Adrien Brody) bu kurgusal hikayesine karakteristik olarak soğukkanlı ve titiz bakışını getiriyor. Üç saat 35 dakikalık süresi -neyse ki 15 dakikalık bir arayı içeriyor- ve Felicity Jones, Stacy Martin, Raffey Cassidy ve Joe Alwyn’den oluşan yardımcı oyuncu kadrosuyla festivalde fırtınalar estirebilecek iddialı bir destan.
The Order
Justin Kurzel’in, Kevin Flynn ve Gary Gerhardt’ın beyazların üstünlüğünü savunan yerel terör örgütünün suçlarını anlatan kitabı Sessiz Kardeşlik: Bir Amerikan Irkçı Komplosunun İçinde‘den uyarladığı filmde, Jude Law 80’lerde örgütün karizmatik lideriyle (Nicholas Hoult) karşı karşıya gelen bir FBI ajanını canlandırıyor. Hükümete tam kapsamlı bir saldırı düzenlemeye hazırlanırken, önemli rollerde Alison Oliver, Odessa Young, Jurnee Smollett ve Tye Sheridan’ın yanı sıra günümüz siyasi ortamıyla tedirgin edici paralelliklere dikkat çekiyor.
