Ödül sezonu, her zaman düşündüğünüz gibi gitmiyor. 2017’deki Moonlight / La La Land karışımı gibi Snafus bunu kanıtladı; her ne kadar bazen Oscar gecesi sürprizleri daha incelikli olsa da. Mesela Oscar Ödülleri’ne boğulduğuna yemin edebileceğiniz bir aktörün aslında hiçbir galibiyeti yok. Bu adil mi? Hayır. Aşağıda, şaşırtıcı derecede Oscar’sız olan Hollywood oyuncularını bulacaksınız.
Amy Adams
Altı kez aday gösterilen –Junebug, Doubt, The Fighter, The Master, American Hustle ve Vice filmlerindeki rolleriyle tanınan- Adams, şaşırtıcı bir şekilde hiçbir zaman Oscar kazanamadı ancak kazanması an meselesi gibi geliyor.
Bradley Cooper
Maestro’daki virtüöz çalışmasıyla bu yılın En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Film ödülü için yarışan Cooper, geniş bir yelpazedeki oyunculuk, yazarlık, yönetmenlik ve yapımcılıklarıyla 12 kez Oscar’a aday gösterildi.
Saoirse Ronan
29 yaşındaki oyuncu, Atonement, Brooklyn, Lady Bird ve son olarak Little Women filmlerindeki etkileyici performanslarıyla şimdiden dört Oscar adaylığı elde etti.
Carey Mulligan
Bu yıl Maestro’daki rolüyle üçüncü kez En İyi Kadın Oyuncu Oscar adaylığını kazanan Mulligan’ın galip gelmesi pek mümkün görünmüyor ancak bugüne kadarki olağanüstü çalışma yapısı onu kesinlikle bu ödüle layık kılıyor.
Annette Bening
Nyad’daki muhteşem performansıyla bu yıl En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde yer alan Bening, toplam beş kez Oscar’a aday gösterildi; en son 2011’de Black Swan’daki rolüyle Natalie Portman’a yenildi.
Glenn Close
Close, kariyeri boyunca The Big Chill (1983), Fatal Attraction (1987) ve Dangerous Liaisons (1988) gibi filmlerdeki rolleriyle sekiz kez aday gösterildi ancak hiçbir zaman Oscar’ı evine götürmedi.
Michelle Williams
2005’te Brokeback Mountain, 2010’da Blue Valentine, 2011’de My Week with Marilyn, 2016’da Manchester by the Sea ve 2022’de The Fabelmans olmak üzere beş kez aday gösterilen Williams, ödül alması kaçınılmaz gibi görünse de henüz Oscar’ı evine götüremedi.
Isabelle Huppert
Son 50 yılda Jean-Luc Godard, Maurice Pialat, Michael Haneke, Claire Denis ve Hong Sang-soo gibi isimlerle yaptığı şaşırtıcı çalışmalara rağmen Huppert, Elle filmindeki performansıyla yalnızca bir kez Oscar’a aday gösterildi.
Stanley Tucci
Julie & Julia ve Big Night (Campbell Scott’la birlikte yönettiği) gibi filmlerdeki unutulmaz rollerine rağmen Tucci, The Lovely Bones’daki oyunculuğuyla yalnızca bir kez aday gösterildi ve 2010 Oscar’larından eli boş ayrıldı. Aynı rol Tucci’ye BAFTA ve Altın Küre adaylığı da kazandırdı.
Liam Neeson
1994 yılında Neeson, Schindler’s List’te kariyerini belirleyen rolüyle En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görüldü. Kazanamadığında (Bu, Tom Hanks’in Philadelphia ve ardından Forrest Gump için üst üste iki En İyi Erkek Oyuncu ödülünden ilkini aldığı yıldı) birçok kişi bunu büyük bir üzüntü olarak değerlendirdi.
Samuel L Jackson
Hollywood’un en tanınmış seslerinden birine sahip olmasına rağmen Jackson, 1994’te Pulp Fiction’daki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisine aday gösterildi ancak kazanamadı. Yıllar sonra, Jackson’ın eşi LaTanya Richardson, 2015’teki The Hateful Eight filmine onay alamayınca, “Tüm bunlardan rahatsızım ama şunu unutmamalıyız: Oscarlar tek geceliktir” dedi.
Ralph Fiennes
Schindler’s List’te başrol oyuncusu Liam Neeson gibi Fiennes de 1994’te Oscar’a aday gösterildi ve sonunda Tommy Lee Jones’a yenildi. 1996’da The English Patient filmindeki başrolü ile ikinci kez aday olduğunda, bu sefer Geoffrey Rush tarafından ödül alındı.”
akademi ödüllei
