2008’de bir noktada Taking Chances turundayken -bulunduğu yüzyılın en kârlı şovlarından biri- Celine Dion, bir şeylerin yolunda gitmediğini hissettiğini hatırlıyor. Dion, Las Vegas’taki evinde tropik yapraklı pijamasıyla koltukta otururken gerçekleştirdiği bir Zoom görüşmesinde “Aniden, sesimi kontrol etmekte zorluk yaşamaya başladım,” diye aktarıyor. “Çok yüksek notalara çıkardım ve spazm geçirirdim. Şarkıcı olarak ilk yapacağınız iş nedir? Tabii ki, bir KBB doktoruna görünmek.” Dion, “Ses tellerime bütün açılardan baktılar ve bir bozulma olmadığını söylediler” diye ekliyor. Doktorlarından net bir cevap alamamış halde kendini zorluyor ve konseri tamamlıyor. Beş tane Las Vegas konseri ve beş farklı turu da tamamlıyor sanatçı. Süreç içerisinde bir yerlerde, kas sertliği nöbetleri geçirmeye başladığından bahsediyor ve “Yürümekte zorlanmaya başladım. Bir şeylere tutunarak yürüyordum” diye ekliyor.
2020’de COVID’in onu yavaşlamaya zorlamasıyla birlikte, Dion gizemli sağlık problemlerinin on yıldan fazla bir süredir tekrarlandığını fark etti. Dion, “Pandemi başladığında kendime, evrenin bir hata yapmayacağını söyledim ve bu süreyi -bu olanağı- araştırmak için kullanacağım dedim” diye ekliyor. “Yıllar boyu kendimle, arkadaşlarımla, ailemle ve çocuklarımla saklambaç oynadıktan sonra…” şarkıcı cümlesini tamamlarken duygusal bir duraklama yaşıyor ve ekliyor: “Daha fazla cesur olmak istemedim. Dayanabileceğim kadar dayandım. Artık akıllı olmamın vakti gelmişti.”
Süre alan kontrollerden sonra -ve eliminasyonlardan sonra- Dion’a, Katı Kişi Sendromuyla yani az görülen ve kas sertleşmesine ve spazmlarına neden olan nörolojik bir hastalık teşhisi koyuldu. Sanatçı, “Bunu söylemek çok garip duyuluyor olabilir ama teşhis koyulduğunda mutlu oldum. Sonunda buna karşı değil, bununla birlikte ilerleyebilecektim” diye ekliyor. Aralık 2022’de Instagram’da paylaştığı bir videoyla bu bilgiyi tüm dünyaya duyurmaya karar verdi. Bir gülümsemeyle bugün, “Açık sözlü biri olduğumu bilecek kadar beni iyi tanıyor musunuz bilmiyorum,” diyor. Teşhise samimiyetle yaklaştığı bu açık ruhu, kısa bir süre sonra hayranlarıyla paylaştığı aynı ruh oluyor. “Daha fazla içimde tutamadım” diye bahsediyor.
İki yıldan az bir süre sonra Dion, Prime Video’da 25 Haziran’dan itibaren yayınlanacak yeni belgeseli I Am: Celine Dion’un fragmanını paylaşıyor. Belgesel, Dion’un son yıllarda zorlandığı anları yansıtırken aynı zamanda dayanışının unutulmaz bir portresini ortaya çıkarıyor. Aynı zamanda belgesel, tünelin sonunda ona ışık tutmuş olan hayranlarına da bir aşk mektubu niteliğinde.
2022’de Courage dünya turnesinin kalan tarihlerini iptal etmek zorunda kaldıktan sonra, Dion sahne performansındaki azmini rehabilitasyon sürecine kanalize etti ve bir gün sahneye geri dönüp sadık hayran kitlesiyle yeniden bağ kurabilmeyi umdu. (Geçtiğimiz şubat ayında, Taylor Swift’e Grammy’de Yılın Albümü ödülünü sunmak için ilk kez kamuoyunun karşısına çıktı.) “Bunu bir belgesel olarak yapmak istedim, çünkü bu hızlı bir şey değil ve yaşadıklarımı hızlı bir şekilde çözmenin bir yolu yok” diye açıklıyor Dion: “Bu sadece ses egzersizleri yapmak ve pilates yapmakla ilgili değil. Fiziksel, vokal, duygusal ve ruhsal açıdan bir rehabilitasyon. Ve bu hikayenin şık bir şekilde anlatılmasını istiyorum. Hayranlarıma ve kendime yeteri kadar saygı duyuyorum ve bu yüzden tüm gerçeği öğrenmelerini istiyorum.”
Bu gerçeği anlatmak için, Dion doğru partneri bulması gerektiğini biliyordu. Hayatının bu evresi hakkında bir film yapmayı keşfetmek için 2022’nin başında birkaç yönetmenle görüşmelere başlamış olan Dion, Oscar adayı belgesel film yapımcısı Irene Taylor ile bağlantı kurdu ve ikili hemen anlaştı. “Projede partner olarak anlaşabileceğim birini bulmak istedim,” diyor Dion. “Hayatımı dramatize edecek, yaşadıklarımı yeniden şekillendirecek veya sürekli ‘Bunu sorabilir miyiz? Oraya gidebilir miyiz? diyecek birini aramıyordum. Irene ile tanıştığımda, onun doğru kişi olduğunu hemen anladım.”
Fotoğraf: Amazon MGM Studios
Geçmişinde dünyanın her yerinde bulunmuş bir foto muhabiri olan Taylor ile konuşurken onu Dion’a çeken şeyin, ünlü şarkıcının da her şeye dahil oluyor olması anlaşılıyor. Dahası, Dion, açık olmak istiyordu. “Celine’i tanımaya başladığımda, bana çok net bir şekilde ‘Filmin sesi olmak istiyorum’ dedi, bu benim için kulağa müzik gibi geldi,” diyor Taylor. Peki Taylor, bu isteği nasıl yorumladı? “Bence bana söylemek istediği şey, ‘Eğer izin verirsen, hikayeyi anlatacağım. Sadece benimle konuş. Ve zamanla parçaları birleştirebilirsin’” diye açıklıyor Taylor. “Eğer Celine, ‘Kendimi sana vereceğim,’ diyorsa, neden başka birini isteyeyim? Film onun hakkında ve sadece onun hakkında da değil, hayatının çok özel bir döneminde, istemeyerek de olsa yön değiştirmesi hakkında.”
Belgesel, Dion’un şöhrete yükselişini ve müzisyen performansçı olarak zirvede geçirdiği onlarca yılı arşiv görüntülerle anlatırken, Taylor burada ve şimdi olan Dion’un bir portresini yapmak için hevesliydi. “Sanırım en sadık hayranları, repertuarının ne kadar geniş olduğunu çok iyi biliyor,” diyor Taylor. “Ama bence çoğu insan -ben de dahil- filmin, onu bu noktaya getiren ve 40 yılı aşkın kariyere sahip günümüz Celine’ini keşfetmekle ilgili olduğunu bilmiyor.” “Hayranları için bir film yapmadım ama film kesinlikle bir aşk mektubu ve hayranları şu anda onun hakkında gerçekten endişeleniyor. Ne yaptığını bilmek istiyorlar ama aynı zamanda müziğinin onları sarıp sarmalamasını istiyorlar. Umarım film ikisini de sunmayı başarır” diye ekliyor.
Bazı nedenlerden dolayı günümüzdeki çekimlerin çoğu Dion’un Las Vegas’taki evinde gerçekleştirildi, burası onun kutsal tuttuğu bir alan ve Taylor ile bir yakınlık kurduktan sonra kameraları açmaya istekli olduğu tek yer. “Bu, acı çekebileceğim, ağlayabileceğim, çıldırabileceğim, mutlu olabileceğim, şarkı söyleyebileceğim, bir ritmi kaçırabileceğim ve şu anda, savunmasız olabileceğim tek yer,” diyor Dion. “Bunu gösterebilmek için birine çok fazla güvenmem gerekiyordu. Ve Irene’in kendi hikayesini biraz olsa da dinleyerek bunu yapabildim. Çok fazla arkadaşım yok. Şimdi Irene’i bir arkadaş olarak görüyorum. Çünkü o, beni anladı.”
Dion’un ev hayatını bu kadar gizli tutmasının nedenlerinden biri, çocuklarını korumak. (Dion’un, 2016’da boğaz kanserinden vefat eden ve aynı zamanda menajeri olan eşi René Angélil’den üç oğlu var.) Magazin basınının yıllarca süren müdahalesinden sonra, Dion ne zaman ve nasıl özel hayatını gizli tutacağını biliyor. Biraz kara mizahla “Gazetelerde zaten birçok kez öldüm,” diyor ve sağlık durumu hakkındaki çılgın spekülasyonların en kötü yanının çocuklarına manşetleri açıklamak zorunda kalmak olduğunu belirtiyor. “Onlara okuduklarına veya duyduklarına her zaman inanmamaları gerektiklerini hatırlatmak zorunda kalıyorum” diye ekliyor. Dion yine de bu belgeseli kısmen çocukları için yapma ihtiyacı hissetti. “Film çok saygılı bir şekilde yapıldı,” diyor. “Irene’in belki bazı insanlar için zor olabilecek şeyleri eklemesine izin verdim, ama bu benim gerçekliğim.”
Fotoğraf: Amazon MGM Studios
Peki ya Dion’un şu andaki gerçekliği? O, yavaş adımlarla ilerliyor. “Teşhisimi dünyayla paylaşmak omuzlarımdan büyük bir yük aldı ve o ağırlığın çoğu gitti,” diyor. “Çünkü artık sadece gerçekliğe odaklanabilirim. Bu harika. Mutluluğum geri geldi.” Ayrıca belgeselin yayınlanmasının, katı kişi sendromu (SPS) hakkında farkındalık yaratacağını ve belirtilerini yaşayanların doktorlarına danışmalarını teşvik edeceğini umuyor: “Umarım belgesel insanları korkutmaz ve SPS’ye karşı farkındalık kazandırır” diyor. “Benim için 17 yıl sürdü, lütfen bu kadar beklemeyin.”
Ancak en çok, karanlık anlarında ona ışık tutan hayranlarına bu belgesel hediyesini sunmaktan heyecan duyuyor. “Hayattaki misyonum ne? Misyonum şarkıcı olmak mı? Misyonum SPS için bir sözcü olmak mı? Misyonum anne olmak mı? Yoksa bunların hepsi mi? Sanırım bugün, hayatımın geri kalanının başlangıcı,” diyor Dion. “Bu, daha önce hiç söylemediğim bir şarkı. Ama bu, söyleyeceğim en önemli şarkı olacak.”
I Am: Celine Dion, Amazon MGM Studios tarafından sunuluyor. Belgesel, Sony Music Vision and Sony Music Entertainment Canada işbirliğiyle bir Vermilion Films yapımı. Belgesel, 25 Haziran’da yalnızca Prime Video’da dünya çapında yayınlanacak.
